Bilinsin ki; acısıyla, tatlısıyla koca üç yılımı verdiğim bu güzel yurttan bir hafta sonra ayrılacak olmanın verdiği burukluğu dolu dolu yaşıyorum ve bu yurdu benim gözümde güzel kılan, ilerde güzel anılar olarak hatırlayacağım şeylerden biraz olsun bahsetmek istiyorum sizlere. Unutmayın ki buraya adımınızı attıktan sonra hepimizin yaşadığı o atmosfere adapte olma evresinde size sıkıntı veren birtakım şeylerden uzaklaşabilmek için o bahçeye çıkıp bi’ bardak çay içmek isteyeceksiniz. Size ”hadi bugün benden olsun” diyen, gerek öğrenciye olan sevgisi, gerek güzel gönlü ve cömertliğiyle hepimizin kalbine kazınan bi’ Akif Abi’niz olacak. Gün gelecek oda arkadaşınızla anlaşamayacaksınız. Kapıyı vurup çıktığınızda sinirinizi yatıştıracak , paylaştıkça rahatlayacağınız, dertlerinize her daim ortak olacak olan ve tadınız kaçmasın diye size misafir odasının kapısını açıp kendinizi dinlemenize olanak sunacak bi’ Korcan Abi’niz olacak. Gün gelecek hastalanacaksınız. 40 derece ateşle titreye titreye yanarken, gece yarılarında uykusundan kalkıp arabasına atlayacak ve sizi hastaneye yetiştirecek olan bi’ Kaan Abi’niz olacak. Sıkılacaksınız, koca kampüste yine bahçeye atacaksınız kendinizi. Hoş sohbetiyle, baba muhabbetiyle sizinle her telden ve her şeyden konuşup yüzünüzü güldürecek, keyfinizi yerine getirecek bir Akın Abi’niz olacak. Ders çıkışı tekrar yurda döndüğünüzde sizi her daim güler yüzle karşılayacak olan ve yanındayken güvende hissettiğiniz bi’ Mustafa Abi’niz, bi’ Neşe Abla’nız olacak. Isınacak havalar, bunaltacak dersler. Sen biraz olsun bu yorucu tempodan uzaklaş, biraz olsun gevşe ve rahatla diye tatiller ayarlayan, festivallerde ve partilerde gönlünce eğlen diye canını dişine takan bi’ Özcan Abi’niz olacak. Kulakların bayram etsin diye gitarını tıngırdatan bi’ Tunahan kardeşin olacak. Daha ismini sayamadığım onlarca güzel insanı bu güzel yerde tanıyacaksın şüphen olmasın. Burada geçirdiğim 3 yıllık süre dahilinde gözlemlerime dayanarak benimle birlikte aynı yurtta konaklamış ve konaklayacak olan erkek kardeşlerime tavsiyem şudur ki; ne kadar terbiyeni korursan, ne kadar efendiliğinden ödün vermezsen ve ailene karşı aldığın sorumluluğu ne kadar yerine getirirsen burada o kadar adam olacaksın.
Kırdığım sandalye için, başından aşağı su döktüğüm kız arkadaş için tekrar özür diliyorum. Sürç-i lisan ettiysek ve bi’ kusurumuz olduysa affola. Kapınızın bana her daim açık olduğunu biliyor ve benim kapımın da her zaman size açık olduğunu belirtmek istiyorum.
Burak Karacan, Residorm Balıkesir